MÜDÜR BEY(!)
Gerçek eğitimcilerden utanarak…
Vah benim ülkem;
Bak,işte eğitimci(!):
Kendisi disiplin,düzen ister de;uymaz bunlara,
Uyulması gerekenler,ona angarya…
-Hani,saat yazılmış ya,toplantı için,
-Binaya geldi ya ,(!) acelen niçin(?!)
Çağdaş bir alettir cep telefonu.
_Toplantıya katılım,insana saygı,
bunlar doğru da_
Lazımdır ona,kapatmaz onu.
Zamanmış hızla akan ona ne,
Geç kalmışa, vardır elbet bahane.
“Düzen”deyip uyarmaya kalkışma.
-O koca bir müdür(!),sana ne.
Sorma,çünkü doğruyu hep o bilir,
Yaptıkları mı yanlış;
Bilin ki mecburidir.
Söz olmaz onun erdemine,bilgisine,
kültürüne.
Erişilmez doğrulukta hikmetine.
Hani okumuş ya(!) bilir,doğruyu-yanlışı.
Yaptıkları mı? Kusuru değil,yaratılışı
Hele memleketiyse,bulunduğu yer
Ülkemizde…
Güç odur,güçlüdür;bilinki ensemizde
Duyarız nefesini haklı-haksız.
Haklı olup hakka layık olsa,
Yürekten alkışlayıp,onurla bakarız.
Kişiliksiz,kimliksiz hele bir de yağcıysa,
ağlanmaktan kaçar da
Saklanmaktan bıkarız.
Komşudur,”Külüne muhtacız “ diye,
Haykırmayız hatayı ,söylemeyiz yüzüne.
Yılan bize dokunmasın,yaşasın binlerce…
Düşündüm durdum günlerce:
Kimdir uyandıracak bizi,bu aymazlık uykusundan?
Doğruya kim götürecek bizi,
Vicdanın korkusundan?
Tarihten aldığımız ,millete yakışan miras;
Eğitim,güzel ahlak,erdem…
Yaşatmayanlar için değil “N’edem”
Düşünmeliyiz nasıl edem?
2004/ Mehmet KARTAL
BİR CEVAP YAZ