Virüsün yayılmasında temel noktanın temas olduğu konusunda dünyada görüş birliği sağlanmıştı. Öyleyse sosyal mesafenin oluşturulması için, tokalaşmak, sarılmak, kucaklaşmak gibi beşerî ilişkilerin dondurulması, kişisel eşyaların ortak kullanılmaması gibi önlemler uygulamaya konuluyordu. Salgın sürecinde SAĞLIK BAKANLIĞI’mız, 14 altın KURALI açıklayarak, halkın bilinçlenmesinde bir koordinasyon görevi yürütmüştür.

Tüm dünyada uçak seferleri durdurulmuş, ülkeler sınırlarını kapatmıştı. Uluslararası ticaret durmuştu. İnsanlık göremediği düşman karşısında aklını yitirmiş deli misali yalpalıyor, labirentte sıkışmışçasına çıkış yolu arıyordu.

Başka ülkelerde kalan vatandaşlarını özel seferlerle alıp ülkelerine getirmek dışında uluslararası hareketlilik durmuştu. Dünya ülkeleri hem genel kurallar hem de ülkelerine özgü özelliklerde önlemler alıyorlardı.

Alınan önlemler konusunda, başarılı ülkeler ve nedenleri ya da hangi ülke neden başarısız gibi konular sık sık haberlerde yer almaktaydı.                                                        Ülkemizde ilk aşamada BİLİM KURULU oluşturularak uyulması gereken temel kurallar, halkın anlayacağı bir dil sadeliği içinde 14 madde halinde hazırlanarak her türlü iletişim araçlarından yararlanma yoluyla herkese duyurulmaya başlanmıştı.

SAĞLIK BAKANLIĞINCA AÇIKALNAN 14 KURAL

1. Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye boyunca ovalayarak yıkayın.
2. Öksürme veya hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu tek kullanımlık mendille kapatın. Mendil yoksa dirsek içini kullanın.
3. Ellerinizle, ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize dokunmayın.
4. Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle aranıza en az 3, 4 adım mesafe koyun.
5. Yurt dışı seyahatlerinizi erteleyin ya da iptal edin.

6. Yurt dışından dönüşte ilk 14 günü evde geçirin. Ziyaretçi kabul etmeyin. Evde kendinizi izole edin. İzole edilmiş kişinin odasına maskesiz girmeyin.
7. Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın.
8. Sık kullandığınız yüzeyleri su ve deterjanla her gün temizleyin.
9. Havlu gibi kişisel eşyaları ortak kullanmayın.
10. Kıyafetlerinizi yüksek ısıda yıkayın.
11. Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının.
12. Güçlü bir bağışıklık sistemi için bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.
13. Soğuk algınlığı belirtileriniz varsa, yaşlılar ve kronik hastalığı bulunanlarla temas etmeyin. Maske takmadan dışarı çıkmayın.
14. Düşmeyen ateş, öksürük ve nefes almada zorluk gibi şikâyetleriniz varsa, maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurun.

Televizyonlar, gazeteler, radyolar sürekli kamu spotu yayınlarken, reklamların diline bile virüs bulaşmıştı. Resmi ve özel bütün kurum ve kuruluşlar hem özelde hem genelde bu gizli düşmanın yok olması için, evrensel kurtuluş savaşının ya cephe önünde ya da cephe gerisinde savaşmaya başlamıştı. Basınımız sürekli olarak birinci sayfadan (sekiz sütuna manşet) haber ve fotoğraflar paylaşıyordu.

Yerel yönetimler, kendilerine o makamı teslim eden halka hizmet için, herkesin anlayacağı, kendi yöresine özgü söylemlerle şehir panolarını donatıyorlardı:

BU SAVAŞTA BEN DE VARIM DİYEN MESLEK LİSELİLER

Bu savaş, bir köyü, bir kenti, bir ülkeyi kurtarmak için değil, insanlığı kurtarmak için yapılıyordu. İnsanlıktan ve eğitimden nasibini almış herkes, karınca kararınca bu yangını söndürmeye su taşıyordu. Ülkemizde teknoloji sanayi kuruluşları, üniversiteler bu çabaları gösterenlerin başında geliyorlardı.

Özellikle maske üretimi konusunda meslek liselerimiz ve halk eğitimi merkezlerimiz takdire değer hizmetler sunuyorlardı.

Tam da meslek liselerinin üzerine olumsuz bakışların çöktüğü bir dönemde, sanki meslek liselerine kendini göster dercesine bir fırsat doğmuştu. Bazı meslek liselerimiz, bu önlemlere robot teknoloji ile destek verecek kadar bilimsel çalışmaların içinde yer alırken, bazıları da yerli solunum cihazı konusunda başarılı işlere imza atmışlardı.

Üreten bir Türkiye için, teknik ara elemanların iş dünyasında vazgeçilmez bir değer olduğunu ispatlama adına, virüs fırsat doğurmuştu.

Basında konuyla ilgili sevindirici haberler yer almaktaydı: “Millî Eğitim Bakanlığının koronavirüs önlemleri kapsamında başlattığı Ar-Ge çalışmaları meyvesini verdi. İstanbul Küçükköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde, Otomatik 3 Katlı Telli Ultrasonik Cerrahi Maske Makinesinin üretimi tamamlandı. Lisede günde 100 bin cerrahi maske üretiliyor.”

Tüm dünyayı etkisi altına koronavirüsle mücadele kapsamında Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde üretim kapasitesini arttırdı. Yaklaşık 2 milyon öğrencisi bulunan meslek liselerinde bugüne kadar yüz tondan fazla temizlik ve dezenfeksiyon ürünleri, binlerce tek kullanımlık önlük, tulum, yüz koruyucu siper ve kullan at çatal bıçak gibi birçok ürün üretildi. Hummalı çalışmaların devam ettiği okullarda İstanbul ve Hatay'da Ar-Ge çalışmaları sonucunu verdi. Hatay Şehit Serkan Talan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Biyomedikal Cihaz Teknolojileri Ar-Ge atölyelerinde ilk solunum cihazı üretildi.

İkinci solunum cihazı da 20 günlük hummalı çalışmanın ardından İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Ar-Ge atölyesinde üretildi. Lisede, hastanelerde ve ev ortamında kullanılmak üzere "Expirium Filtreli Otomatik Ambu Ventilatör" geliştirildi. Bu solunum cihazının ilave bir özelliği daha bulunuyor. Geliştirilen solunum cihazı kumandayla bilgisayar veya cep telefonundan kontrol edilebiliyor. Bu sayede hem Sahra hastanelerinde hem de ambulanslarda kullanılabilecek. (Memurlar.net)

Adana'da bulunan Akkapı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde gönüllü 4 öğretmen hem mobil dezenfektan robotu yaptı hem de günlük 400 adet siperlik üretiyor. İnsanların giremediği noktalara cep telefonu ile kontrol edilip girebilen robot, önce siren çalarak etrafındakileri uyarıyor arkasından da ortamı dezenfekte ediyor. Günde 400 tane siperlik üretilip sağlık çalışanlarına dağıtılıyor. Çanakkale Biga İÇDAŞ Biga Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Atölyelerinde lazer kesim makinesi ile 3060 adet Yüz Siperliği üretimi ve tüm kurumların kapı girişlerine konmak üzere el dezenfektan sütunu üretilmişti.

Yazarı- çizeri, dillerinin döndüğü, mizah zekâsının el verdiği oranda üstlerine düşen görevi yapmak için bu savaşta yerlerini almışlardı. Kurumsallaşmış şirketler, yayın yoluyla halkı bilinçlendirmeye çalışıyorlardı.                                            

Ramazan ayının virüslü günlere denk gelmesiyle karikatürlere sindirilmiş ince mesajlarla herkese seslenmeye çalışan ustalar, tedbirlerin yerleşmesi için çırpınıyordu.

Devlet kurumları süreci yönetmek adına peş peşe açıklamalar, yapıyor, genelgeler yayınlıyordu. Bu genelgelerde şehir giriş çıkış yasakları; sokağa çıkma yasakları, 65 yaş ve üstü ile 20 yaş altı yaş grupları için kısıtlamalar; yolculuklara getirilen kısıtlamalar, iş yerlerinin çalışmalarıyla ilgili düzenlemeler…  Peş peşe hayata geçiriliyordu.